Utku Çelik – Eğitim-İş İzmir Şubeleri, Bergama Yusuf Kemalettin Perin Fen Lisesi önünde bir araya gelerek proje okulu uygulamasını ve liyakatsiz atamaları protesto etti. Eğitim-İş İzmir 7 Nolu Şube Bergama Temsilcilik Başkanı Sezin Serter tarafından okunan basın açıklamasında, proje okulu uygulamasının bir kadrolaşma operasyonu olduğu ve eğitime, öğretmene, öğrenciye ve topluma yönelik sistematik bir darbe niteliği taşıdığı vurgulandı.
Yusuf Kemalettin Perin Fen Lisesi önünde toplanan kalabalık grup adına konuşan Sezin Serter, “Bugün burada, Bergama’dan, Cumhuriyet değerlerine, laik ve bilimsel eğitime gönülden bağlı eğitim emekçileri olarak sesleniyoruz” diyerek sözlerine başladı. Serter, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle yürütülen proje okulu uygulamasının objektif kriterlerden yoksun, liyakat ilkesini hiçe sayan bir kadrolaşma operasyonu olduğunu iddia etti. Gece yarısı operasyonlarıyla 20 binden fazla öğretmenin yerinden edildiğini belirten Serter, “Öğrencilerine yürekten bağlı birçok meslektaşımız bu kıyımdan nasibini almıştır! Öğretmenler tek bir gerekçe dahi gösterilmeden kapı önüne konulmuş, hukuksuzca ve gerekçesiz bir şekilde kadro dışı bırakılmış, yerlerine hangi kriterlere göre seçildiği açıklanmayan atamalar yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
Serter, yaşananların sadece bir görev yeri değişikliği olmadığını, bir aklın, bir sistemin çökertilme hamlesi olduğunu ve hiçbir kriteri dikkate almayan bir kadrolaşma projesi olduğunu savundu. YKP Fen Lisesi’ne yapılan müdür atamasında kriterlere uygun meslektaşlarının başvuruları olmasına rağmen aynı kişinin görevine devam ettirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Serter, “Bu koltuk liyakate değil belli odakların keyfi tasarruflarına mı tahsis edilmiştir? Liyakatsizliği tescillenen kurum müdürünün meslektaşlarımızın atamalarında etkinliği mi söz konusudur?” diye sordu. Serter, atamaların eğitim camiasına yakışmayan şark kurnazlığı ile değil; liyakat ve hakkaniyet esasına göre yapılması gerektiğini vurguladı.
MEB’in öğretmenleri siyasi görüşlerine, sendikal tercihlerine göre ayırmak, fişlemek ve susturmak gibi bir hakkı olmadığını belirten Serter, “Milli Eğitim Bakanlığının görevi, hakkaniyetli ve liyakate dayalı atama sistemleri oluşturmaktır” dedi. Anayasa’yı, yasaları ve mahkeme kararlarını hiçe sayan bu uygulamaların suça davetiye çıkardığını söyleyen Serter, Danıştay kararları ortadayken hala keyfi atamalarda ısrar eden MEB’e “Kamu yönetimi sizin ideolojik oyuncağınız değildir!” şeklinde seslendi.
Eğitim-İş olarak bu hukuksuzluğa, kıyıma ve kadrolaşma düzenine boyun eğmeyeceklerini belirten Serter, “Öğrencilerimizi nitelikli eğitimden mahrum bırakma pahasına yapılan bu uygulamalara karşı eğitimde liyakat sağlanana, bu keyfiyet sona erene kadar Bergama’daki her okulda, her öğretmen odasında, her sınıfta bu hukuksuzluğu anlatacağız. Sessiz kalmayacağız, susmayacağız, biat etmeyeceğiz!” dedi. Mağdur edilen her öğretmenin yanında yer alacaklarını ve gerekli tüm hukuki süreçleri başlatacaklarını belirten Serter, velileri, öğrencileri ve tüm halkı eğitimde adalet, liyakat, laik ve çağdaş eğitim ve çocukların geleceği için seslerini yükseltmeye ve mücadeleye omuz vermeye çağırdı. Serter, “Bu mücadele sadece öğretmenlerin değil, bu ülkenin aydınlık yarınları içindir! Okullarımız bilim yuvası ve öğretmenlerimiz geleceği inşa eden aydınlık meşalelerdir! Unutulmasın: Okullar tarikatların arka bahçesi, öğretmenler iktidarın memuru, çocuklarımız siyasi projelerin piyonu değildir! Bu ülkenin hâlâ mücadele eden, direnen, örgütlü, Cumhuriyetçi öğretmenleri vardır! Ve biz buradayız!” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
