Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için anlamlı bir mesaj yayımladı. Atalay, Önder’in yaşamı boyunca sürdürdüğü barış mücadelesine atıfla, “Onun arkasından yollayacağımız en büyük armağan barış içinde yaşayan bir ülke olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Sırrı Süreyya bile böyle bir hikâyeyi yazamazdı”
Atalay’ın kaleme aldığı metin, sadece bir veda değil; aynı zamanda siyasi bir hafıza ve direniş öyküsüdür. “Hapishanelerinden Meclis’e, TBMM İdare Amirliği’ne, sonra yeniden hapishane ve yeniden Meclis, Meclis Başkanvekilliği… ‘Barış’ için dolaştığı Anadolu yollarında taş yağmurlarından ‘baş barışçılık’ siyasetçisine…” sözleriyle Önder’in zorlu ama onurlu yolculuğunu anlattı.
Atalay, “Sırrı Süreyya Önder, mizahla direnişi harmanlayan, samimiyetle siyaset yapan bir insandı. Onun kadar içten anlatan birini bulmak kolay değil,” diyerek Önder’in sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir anlatıcı ve fikir işçisi olduğunun altını çizdi.
Kökleri derin bir direniş geleneği
Atalay, Önder’in siyasi duruşunun yalnızca kendisine değil, ailesine dayandığını vurguladı. Ziya Önder’in, 1960’lı yıllarda Adıyaman’da Türkiye İşçi Partisi saflarında verdiği mücadeleyi hatırlatarak, “Baba Ziya Önder, seçimi partiler değil, ağalar kazanır sözlerine karşı halkı için mücadele eden bir figürdü,” dedi. Bu tarihsel köklerin Sırrı Süreyya’nın siyasetindeki kararlılığın temeli olduğuna işaret etti.
“Barış emekçisi”ne veda
Can Atalay, Önder’in hastalığı döneminde onu “barış emekçisi” olarak selamladığını ifade etti. “Onunla uzun uzun barışı konuşmak, mücadeleyi birlikte yorumlamak isterdim. Ne yazık ki fırsat olmadı,” sözleriyle duyduğu pişmanlığı dile getirdi.
Önder’in geçmişte kaleme aldığı veda yazılarından ilhamla, kendi duygularını onun kaleminden alınmış gibi ifade eden Atalay, “63 yaşındaydı. Bütün bir ömrünü, daha iyi bir dünyada barış içinde eşit ve özgür yaşamak mümkün diyerek ezilen halkların ve yoksulların eşit yurttaşlık haklarına, kurtuluşuna ve aydınlığa adamıştı. Kendi hayatından bile bir hayat çıkaramamış olanlara inat, 63 yıllık ömrüne yüzlerce hayat sığdırmıştı.” diyerek Önder’in yaşamını özetledi.
Vedası kadar anlamlı bir yaşam
Sırrı Süreyya Önder’in, hayattayken etmediğimiz teşekkürü vefatından sonra etme çağrısını hatırlatan Atalay, onun için yazılmış her satırın bir teşekkür olduğunu belirtti. “Volkan Konak için ‘şerefle girdi hayatımıza, şerefle yaşadı, şerefiyle tamamladı zamanını’ demişti. Şimdi aynı sözler onun için söylenmeli,” diyerek satırlarına anlamlı bir vurgu kattı.
Silivri Cezaevi’nde kendince bir “saf” tutarak Önder’i uğurladığını belirten Can Atalay, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Yıllarını verdiği, her türlü sıkıntıya katlandığı barış’a ülkemiz tez zamanda kavuşsun. Onun arkasından yollayacağımız en büyük armağan barış içinde yaşayan bir ülke olacaktır. Güle güle Sırrı abi… Seni unutmayacağız.”