Fransa’nın aşırı sağcı siyasetinin en tartışmalı isimlerinden, Ulusal Cephe partisinin kurucusu Jean-Marie Le Pen, 96 yaşında hayatını kaybetti.
Ulusal Cephe partisinin kurucusu Jean-Marie Le Pen’in vefat haberi, Fransız siyasi tarihinde derin izler bırakan bir dönemin sonunu işaret ediyor. Aile çevresinden yapılan açıklamaya göre, 96 yaşındaki siyasetçi, tedavi gördüğü bakım evinde, sevdiklerinin yanında hayata gözlerini yumdu.
Siyasi mirasın gölgesinde
1972 yılında kurduğu Ulusal Cephe partisiyle Fransız siyasetinde radikal sağın yükselişine öncülük eden Le Pen, özellikle göçmen karşıtı söylemleriyle tanındı. 2002 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kadar yükselmeyi başaran Le Pen, bu başarısına rağmen Jacques Chirac karşısında mağlup oldu.
Soykırım tartışması ve siyasi düşüş
Le Pen’in siyasi kariyerindeki en büyük tartışma, 1996 yılında Yahudi Soykırımı hakkında yaptığı açıklamalarla patlak verdi. Gaz odalarını “İkinci Dünya Savaşı tarihinin yalnızca bir detayı” olarak nitelendirmesi, uluslararası camiada büyük tepki topladı ve siyasi kariyerine gölge düşürdü.
Aile içi çatışmalar ve partiden kopuş
Siyasi yaşamının son dönemlerinde, kızı Marine Le Pen ile yaşadığı görüş ayrılıkları Fransız kamuoyunun gündemini meşgul etti. Kızının soyadını taşımasından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getiren Le Pen, partisinden 2015 yılında ihraç edildi. Bu süreçten sonra parti, Marine Le Pen liderliğinde Ulusal Birlik adını alarak yeni bir döneme girdi.
Siyasi mirasın dönüşümü
Marine Le Pen, babasının tartışmalı mirasını modernize ederek, 2017 ve 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 41 oy oranlarına ulaştı. Her iki seçimde de Emmanuel Macron karşısında kaybetmesine rağmen, partinin Fransız siyasetindeki etkinliğini artırmayı başardı.
Bu süreçte baba Le Pen, Fransız siyasetinin kenarında kalmayı sürdürdü ve son günlerini bir bakım evinde geçirdi. Vefatıyla birlikte, Fransız siyasi tarihinin en tartışmalı dönemlerinden biri de kapanmış oldu.
