Meclis gündemine gelen yeni dokunulmazlık dosyaları, aralarında üç parti liderinin de bulunduğu 14 milletvekilini kapsıyor. TBMM Başkanlığı’na sunulan 17 fezlekede, muhalefet partilerinden milletvekillerinin dosyaları dikkat çekiyor.
TBMM Başkanlığı’na sunulan yeni dokunulmazlık dosyaları, siyasi kulislerde hareketliliğe neden oldu. Sunulan fezlekeler arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’na ait dosyalar öne çıkıyor.
Dokunulmazlık dosyalarının dağılımı
Cumhurbaşkanlığı tarafından Meclis’e iletilen tezkereler, farklı siyasi partilerden milletvekillerini kapsıyor. DEM Parti milletvekillerine ait dosyaların çoğunlukta olduğu görülürken, CHP’li vekillere ait fezlekeler de dikkat çekiyor. Tülay Hatimoğulları’na ait 2 dosya, sürecin en kapsamlı bölümünü oluşturuyor.
Muhalefet milletvekillerinin durumu
CHP kanadından Enis Berberoğlu, Veli Ağbaba, Ali Mahir Başarır ve Mahir Polat’a ait dosyalar komisyona sevk edildi. Ağbaba ve Başarır’ın ikişer dosyası bulunurken, diğer vekillerin birer dosyası işleme alındı. Bu durum, muhalefetin yasama faaliyetlerindeki pozisyonunu tartışmaya açtı.
DEM Parti vekillerinin fezlekeleri
DEM Parti milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki, Sinan Çiftyürek, Sabahat Erdoğan Sarıtaş, Ali Bozan, Gülizar Biçer Karaca, Ömer Faruk Hülakü ve Ayten Kordu’ya ait birer dokunulmazlık dosyası komisyona ulaştı. Partinin eş genel başkanı Hatimoğulları’nın iki dosyasıyla birlikte, parti toplam dokuz fezlekeyle sürece dahil oldu.
Hukuki sürecin işleyişi
Dokunulmazlık dosyaları, TBMM bünyesinde belirlenen prosedürler çerçevesinde değerlendirilecek. İlgili komisyonlarda incelenecek olan fezlekeler, gerekli süreçlerin tamamlanmasının ardından Genel Kurul gündemine taşınacak. Bu süreçte her bir dosya için ayrı değerlendirme yapılması öngörülüyor.
Siyasi yansımalar
Fezlekelerin Meclis’e sunulması, siyasi arenadaki gerilimi artırdı. Özellikle parti liderlerinin dosyalarının gündeme gelmesi, yasama faaliyetlerinin seyrini etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Muhalefet partileri, sürecin siyasi baskı aracı olarak kullanıldığı yönünde eleştiriler getirirken, iktidar kanadı yasal prosedürlerin işletildiğini savunuyor.