Avrupa’nın en büyük Taş Devri mezarlıklarından Zvejnieki’de 330’dan fazla mezar üzerinde yürütülen incelemeler, yıllardır göz ardı edilen taş alet repertuvarını merkeze alarak toplumsal rollere dair yeni bir tablo ortaya koydu. Araştırmacılar, farklı yaş ve cinsiyet gruplarının mezarlarında aletlere düzenli biçimde rastlandığını, bunun da cinsiyete dayalı işbölümü anlatısını sorgulattığını bildirdi.
Aletlerin izleri ne söylüyor
Mikroaşınma ve kullanım izi analizleri, aletlerin önemli kısmının hayvan derilerini işlemek için kullanıldığını, bir bölümününse doğrudan cenaze töreninin parçası olduğunu gösterdi. Bulgular, mezarlara bırakılan taş aletlerin yalnızca “av”la ilişkilendirilemeyeceğini; üretim, işleme ve ritüel pratiklerin de öne çıktığını ortaya koydu.
Klişeleri yıkan veri
Çalışmaya göre kadınların taş aletlerle gömülme olasılığı erkekler kadar, hatta bazı örneklerde daha da yüksek. York Üniversitesi’nden arkeolog Aimée Little, “Bulgularımız Taş Devri çalışmalarında baskın bir tema olan ve hatta bazı bebeklerin taş aletler verilerek cinsiyetlerinin belirlenmesinde zaman zaman etkili olan ‘avcı erkek’ yargısını çürütüyor.” dedi.
Çocuklar ve yaşlılar önde
Aletlerin en sık görüldüğü yaş grupları arasında çocuklar ile yaşlı yetişkinler yer aldı. Bu dağılım, toplumsal rollerin yalnızca avcılık etrafında şekillenmediğini; bakım, işleme ve aktarım gibi işlevlerin farklı yaş evrelerinde görünür olduğunu düşündürüyor.
Mezarlığın önemi
Yaklaşık 5 bin yıl boyunca kullanıldığı anlaşılan Zvejnieki, erken toplulukların cenaze gelenekleri ve sosyal yapıları hakkında benzersiz bir arşiv sunuyor. Alan uzun yıllardır incelense de, önceki araştırmalarda mezar içi taş aletlerin “ilgi çekici” bulunmadığı için geri planda kalması, bugünkü bulguların önemini daha da artırıyor.
Akademik çerçeve ve aktarım
Sonuçlar PLOS One’da yayımlanan makaleyle bilim dünyasına duyurulurken, çalışmanın yansımaları uluslararası basında da geniş yer buldu. Independent’in aktardığına göre, söz konusu veriler Taş Devri’nde kadınların “ev içi” rollere indirgenmesi ve erkeklerin “avcı” olarak yüceltilmesi gibi basitleştirici yaklaşımlara güçlü bir karşı-tez sunuyor.
