Nöbetçi Eczaneler
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Lozan Antlaşması’nın 102. yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, “Bugün hatırlamanın, hatırlatmanın, gururlanmanın ve daha önemlisi ders çıkarmanın günüdür” denilerek, antlaşmanın önemine dikkat çekildi. Konfederasyon, 102 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türk ulusunun, iradesini tüm dünyaya Lozan ile resmen kabul ettirdiğini belirtti. Açıklamada, “Hasta adam lakabını taktıkları Osmanlı’nın başına akbabalar gibi üşüşen emperyalist devletler, küllerinden doğan Cumhuriyet karşısında emellerinden vazgeçmek ve ülkemizin varlığını Lozan Antlaşması’nda tanımak zorunda kalmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama metninin devamı ise şu şekilde:
Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin bugünkü sınırları büyük oranda çizilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Batılı devletlere verilen ekonomik imtiyazlar, yani kapitülasyonlar da tamamen kaldırılmıştır. Lozan Antlaşması, tarihimizde öyle bir öneme sahiptir ki Atatürk, onu şu sözlerle anlatmıştır:
“Bu antlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş siyasi bir zafer eseridir.”
Geçmişimizin en önemli kilometre taşlarından olan Lozan, ayrıca bugün için de önemli dersler barındırmaktadır. Çünkü yakın tarihimiz, Lozan’ı bile kötüleyen, çarpıtan, küçümseyen, ibretlik bir siyasi anlayışa tanıklık etmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bize Lozan’ı zafer olarak yutturmaya çalıştılar. Bu mu zafer!” sözünü takiben, iktidar vekilleri bir bir Lozan’ın gizli maddeleri olduğunu ve ülkemizin bu yüzden bazı madenleri çıkaramadığı gibi safsataları kanal kanal gezerek anlatmış, çarpık bir tarih yazılmaya çalışılmıştır.
Cumhurbaşkanı’nın sadece birkaç sene sonra Lozan ile ilgili Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anan bir konuşma yaparak söylem değiştirmesi, hakikatin her zaman galip geldiğinin de sağlaması olmuştur.
Lozan, bizlerin teba değil millet halinde çatısı altında yaşadığımız Cumhuriyet’in bir anlamda tüm dünya tarafından resmen tanınmasıdır. Lozan, milletçe ayağa kalktığımızda karşımızda hiçbir gücün duramadığının öğretisidir. Lozan, “bağımsızlık benim karakterimdir” sözünün ulusça hep bir ağızdan söylenmesidir. Ve Lozan, kim ne kadar çarpıtmaya çalışırsa çalışsın, tarihin yalnız hakikatle yazıldığının ve yalanla silinemediğinin dersidir. Lozan, emperyalist devlet başkanlarının bizim iç işlerimizin amiri gibi davranma cesareti gösteremediği bir dış politikanın nasıl olacağının manifestosudur.
Her zaman Cumhuriyet’e, kurucularına ve devrimlerine sahip çıkan Birleşik Kamu-İş olarak bugün Lozan Anlaşması’nın önemini hatırlatmayı ve anlaşmayı sağlayanları vefa ve minnetle anmayı vazifemiz sayıyoruz. Tüm yurttaşlarımızın Lozan Antlaşması’nın yıldönümünü kutluyor, Lozan’ın bağımsız bir ulus için nasıl bir diplomasi yürütülmesi gerektiği konusunda yöneticilere ders olmasını umuyoruz.